Günümüzde toplumlar değişen dünya düzeninde farkındalık oluşturmak ile mevcüt düzene ayak uydurmak arasında gidip gelmektedirler. Değişimi iyi gözlemleyen toplumlar yeni şartlara adapte olurken alışkanlıklarından vazgeçemeyenler ise birşeyleri kaçırmanın paniği ile yalpalıyorlar.
Bu yeni düzende mevcüt cazibe merkezlerinin artık popülaritesini kayıp etmesi ve yeni cazibe merkezlerinin ise garpdan şarka kayması farkındalık oluşturmak isteyenler için normal bir süreç, diğerleri için ise anlaşılmayan bir gelişme olarak algılanmaktadır.
Tüm bu gelişmelere hükmetmeye çalışan paranın hakimleri ve türevleri alışkanlıklarından vazgeçemeyeceklerini her seferinde ispat ediyorlar.
Yeni düzende yeni hakimlerin olacağı ise kaçınılmaz bir gerçektir. Eğer bu hakimlerin adresi yine bu düzeni forme etmeye çalışan eski düzenin hakimleri gibi hareket etmeye kalkarlarsa kazananın yine paranın hakimleri olacağı ve bunun da yine kan, gözyaşı ve zulüm getireceği muhakkaktır. Yok bu düzene başkaldıran hakimiyetin gerçek sahipleri olan toplumların kendisine teslim etmeye çalışan zihniyet üstün çıkacak olursa, işte o zaman kan gözyaşı ve zulüm durmuş olacaktır.
Bu düşünceden hareketle, Yeni Türkiye’nin kodlarını anlamaya çalışanlara gösterilecek adres işte bu olacaktır. Anadolu çoğrafyasının yüzyıllar boyu kendi bağrından tüm dünyaya hükmettiği anlayışta; hakkın, adaletin ve özellikle mazlum toplumlara hamiliğin esas kabul edildiği bir düzenin sadece şarka değil aynı zamanda da garba umut ve ışıktır.
21. yüzyılın düzeni bu ince siyaset üzerinden kurulmaktadır. Herkim bu ince siyaseti anlar ve buna hizmet etmeye kalkarsa yarın işte onlardır muzaffer.
Elbette ki farklılığımızın kıymetini bilmeliyiz. Lâkin, bu süreçte her ne kadar farklı olsak bile, bizi asil yapan ve farklı kılan işte bu farkındalığımız olmalıdır.
Eğer ki biz sadece günü kurtarma uğruna kendi kodlarımıza ihanet edersek emin olunki geleceğimize ihanet etmiş oluruz.
İşte gün, bugündür. Gelin siyasette, ekonomide ve toplumun her alanında birbirimize elimizi uzatalım. Küsmüşleri barıştıralım. Kin ve nefret söyleminden uzaklaşalım. Lügatımızda barış, sevgi ve höşgörüyü hakim kılalım.
Anahtar Kelimeler:
